Big Red Mouse Pointer

21 Eylül 2013 Cumartesi

Ateşböceği Yolu - Kristin Hannah

TANITIM



Orjinal Adı: Firefly Lane
Yazar: Kristin Hannah
Çeviri: Elif Tozlu
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Yayın tarihi: Mayıs 2013 (6.baskı)
Sayfa: 624

DOSTLUĞUN BÜYÜSÜ ÜZERİNE OLAĞANÜSTÜ BİR ROMAN.

"Kristin Hannah, sevgi ve sadakat üzerine keskin ve unutulmaz bir kitap yazmış." -Jacquelyn Mitchard

"Kristin Hannah70 ve 80'lerin heyecanını ve enerjisini ortaya seriyor ve bunu öyle derin bir seviyede yapıyor ki okuyucuları iki kadın arasındaki dostluğun tam kalbine taşıyor. Ateşböceği Yolu bir şaheser." -Elin Hilderbrand

"Hayatımızdaki en önemli şeylerden biri olan ebedi dostluk üzerine dokunaklı, enfes bir roman." - Elizabeth Buchan

"Bu muhteşem romanın sayfalarını çok hızlı geçmek istemeyeceksiniz. Kapıyı kilitleyin, telefonunuzu kapatın ve yanınıza bir paket mendil alıp koltuğunuza yerleşin. (Sonra uyarmadı demeyin.) Kristin Hannah'dan başka hiç kimse kadınların dostluğunu tüm acısı, tatlısıyla bu kadar güzel yazamazdı. Harika bir yazar." -Susan Elizabeth Philips

"Ateşböceği Yolu okumayı neden sevdiğimizi bize bir kez daha hatırlatıyor." -Patricia Gaffney




YORUM


Önce kısa kısa kitaptan bahsedeyim. 

4 kısımdan oluşuyor.
-Yetmişler
-Seksenler
-Doksanlar
-Yeni Bin Yıl


Gelen yorumlara bakılırsa yetmişleri falan çok iyi tarif etmiş Kristin. Ben yeni bin yıl çocuğu olduğum için kitabın o tarafı hakkında yorum yapmayacağım. Yalan yanlış şeyler söylemek istemiyorum. Zaten okurken ortamdan çok kadınların yaşadıklarına odaklandım.


Birbiriyle uzaktan yakından alakası olmayan iki kızın hikayesi anlatılmış. Tallulah Hart -Tully (Kate'in deyişiyle Tropik Fırtına Tully) annesiyle birlikte Kate'in oturduğu sokağa taşınıyor. Tully'nin başına gelen kötü bir olay ve Kate'in -Kate Mularkey- onu teselli etmesiyle dostlukları başlıyor. Pasif bir kız olan Kate, Tully'nin sihirli dokunuşlarıyla adeta yeniden doğuyor.

Arkadaşlıkları aynı üniversiteye gidip aynı eğitimi almalarıyla daha da pekişiyor. Tully gönül eğlendirme peşindeyken Kate gerçek aşkını arıyor. Tully aşka inanmadığı için ve mesleğinde zirveye çıkmayı amaçladığından ona engel olacak her şeyden uzak duruyor. Evlilik ve çocuk sahibi olma gibi.

Çalıştığı yere daha sonradan Kate'i de aldırtıyor. Kate, patronu Johnny'ye aşık oluyor fakat o  Tully'den hoşlanıyor. Tully üniversite hocasından ayrıldıktan sonra Johnny ile ilişkiye giriyor. Kate'e o zamanlarda çok acıdım. Her neyse. Daha sonradan Tully Johnny'ye aralarında ciddi bir şey olamayacağını belli ettiğinde Kate harekete geçiyor ve bu sefer o Johnny ile yatıyor. (Ne coniymiş arkadaş!)

Sonra bunlar birbirine aşık oluyor. Kate hamile kalınca da evleniyorlar. İlk çocuğunu düşürüyor. :( Sonra bir kızı -Marah- oluyor. Çoook sonra da ikiz oğulları -William & Lucas- oluyor. (İkiz çocuklara her zaman bayılmışımdır nedense. Küçükken çok şeker oluyorlar. Çaktırmayın, çevremde hiç ikiz çocuk yok :/) Her neyse. Tully Marah'ya kendi kızıymış gibi davranıyor. Ben Kate'in yerinde olsaydım onu çoktan yollardım. Ve sonunda Tully öyle bir hata yapıyor ki Kate onunla tüm bağlantısını koparıyor. Ohh iyi de yapıyor.

Şimdiye kadar Tully'nin her hatasını affetmişti ve özür dileyen taraf hep kendisi olmuştu. Bu olayda özür sırası Tully'deydi. Ama o bunu Kate'e olanları öğrenene kadar asla yapmadı. Yapsaydı her şey çok daha güzel olurdu ki hayat hep güzel olacak diye bir şey yok :/

Kitabın sonlarına doğru Kate'in başına gelenler yüzünden yeniden bir araya geliyorlar -Tully sonunda o iki kelimeyi dile getiriyor- ve kısa süreliğine de olsa eskisi gibi dost oluyorlar.

Kitap bitince en çok ikizlere üzüldüm. Yazık oldu, çok şeker çocuklardı onlar. Lucas'ın William'a bir "Willie!" deyişi var kii.. oyyş yirim ya :D Gözümde nasıl canlandırdıysam artık tam yanakları sıkılmalık tombik tombik çocuklar ^^

Şahsen ben öyle bir tiple arkadaş olmazdım. Üniversite hocasıyla ilişki yaşıyor, yatmadığı erkek kalmıyor, başkalarını düşünmüyor, sigara desen elinden düşmüyor. İmkanı yok benim böyle bir arkadaş edinmemin. Büyük konuşmak istemiyorum ama elimde değil. Sigara içen bir arkadaşım olamaz benim. Asosyal takılırım daha iyi. Çok arkadaş değil doğru arkadaş peşindeyim. Çok arkadaşın var da ne oluyor yani? Her gün görüşüyor musunuz? Yolda görsen selam vermezsin bazılarına be. İşi düşünce arkadaş olanlar var bir de. Her neyse konumuz bu değil.



Kısacası:

Dostluğun yanı sıra özür dilemenin önemini de kavramamızı sağlayan mükemmel bir roman. Okurken hayat hakkında pek çok şey öğreniyor, yapmadığınız hatalardan ders alıyorsunuz.




Hâl böyle olunca puan da böyle oluyor tabi :D








ALINTILAR




"Hâlbuki öenmli olan başkaları değil. Bunu öğrendim. Annenin kim olduğu ve nasıl yaşadığı senin kim olduğunun göstergesi değildir."
(Mrs. Mularkey, syf. 73)


"En çok da hani şu hep söylenen 'O artık çok daha iyi bir yerde.' lafına bayıldım. Sanki ölüm benimle yaşamaktan daha iyiymiş gibi."
(Tully, syf.110)


"Sen sorumluluk sahibi bir kızsın."
"Kadınlar."
"Sana iltifat etmeye çalışıyordum."
"İltifat etmek için sorumluluk sahibi demeyi mi seçtin?"
"Sen ne tercih ederdin?"
"Seksi, zeki, güzel."
(Kate & Johnny, syf. 194)


"Evlenmek konusunda emin misin? Yani gerçekten emin misin? Bunu dönüşü..."
"Eminim."
"İyi. Çünkü bu sonsuza kadar sürecek bir şey."
"Başka neyin sonsuza dek süreceğini biliyorsun, değil mi?"
"Kirli bebek bezleri."
(Kate & Tully, syf. 277)


"Ben insanlara kendimizi zorla sevdiremeyeceğimize inanıyorum."
"Anne babamıza bile mi?"
"Özellikle anne babamıza."
(Johnny & Tully, syf. 434)


"Sana hiç taş kalpli bir cadı olduğunu söyleyen oldu mu?"
"Sadece çıktığım erkekler."
(Kate & Tully, syf. 457)


"Bazen risk almak gerekir. Hiçbir şeyi riske atmazsan, hiçbir şey de kazanamazsın."
(Tully, syf. 464)


"Peki ben ne yapacağım?"
"İşte benim Tul'um. Ben kanserden ölüyorum, sense kalkmış kendini düşünüyorsun"
"Hiç komik değil."
(Kate & Tully, syf. 575)


Ameliyat mı? Tabii ki, yarın beni ikiye bölün, göğüslerimi alın.
Radyasyon mu? Kesinlikle. Yakın beni.
Kemoterapi mi? Bir doz zehir daha, lütfen.
Tofu ve Miso çorbası mı? Hımmm, çok lezzetliymiş. Biraz daha alabilir miyim?
(Kate, syf 579)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder