Big Red Mouse Pointer

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Don Kişot - Miguel de Cervantes Saavedra




Orijinal Adı: Don Quijote (İspanyolca)
Yazar: Miguel de Cervantes Saavedra
Çeviri: Kerim Çetinoğlu
Yayınevi: İskele Yayıncılık
Sayfa: 488

Her ne kadar Don Kişot'un babası gibi gözüksem de aslında üvey babası olan ben, herkesin yaptığı gibi davranıp gözlerimden akan yaşlarla karşına geçip, oğlumda bulacağın kusurları bağışlaman ve görmezden gelmen için yalvarmayacağım sana... Üstelik senden de saklamayacağım bunları. Sen, ne akrabasısın onun ne de dostu. İstediğini düşünmekte özgürsün, hür bir iraden var. En yüksek rütbedeki bir insan kadar yetkin var eleştirmeye; evindesin ve orada kral sensin. Herkes evinde kral değil midir zaten?.. Bütün bunlar her türlü saygı gösterisinden kurtarıyor seni. Lafın kısacası bu hikaye hakkında iyi ya da kötü aklından geçen her şeyi söyleyebilirsin. Kötülersen ceza almayacaksın, ama iyi söylersen de ödül bekleme hiç kimseden.

♫ ♪♫ ♪♫ ♪♫ ♪♫ ♪♫ ♪♫ ♪♫ ♪♫ ♪♫ ♪♫ ♪♫ ♪



Telefondan yorum yazmaya çalışıyorum ama fotoğrafın yerini falan ayarlamak çok zor, beceremedim. Bilgisayar bulduğum zaman yayınlarım büyük ihtimalle. Buldum :D

Kısaltılmış halini okudum. YKY'de iki ciltlik Don Kişot vardı ama etiket fiyatı 50 lira. Sitelerde yapılan indirimler bana hala uymuyor çünkü 38-40 lira genelde. Diğer yayınevleri arasında en kalın olan da İskele Yayınları gibi geldi ve ondan aldım. 

~Edebiyat dersinden hatırladığım kadarıyla Don Kişot dünya edebiyatının ilk romanıydı. ~

Don Kişot'un hikayesini herkes bilir. Okuduğu şövalyelik kitaplarının etkisinde kalarak gezgin şövalye olmaya karar verir. Dedelerinden kalma zırhları giyer, miğferin eksik kısımlarını kartonla ve demir parçalarıyla kendisi tamamlar ve düşer yollara. Yolda gördüğü herkese, her nesneye farklı bir anlam yükler ve genelde büyücü tarafından şeklinin değiştirilmiş olduğunu düşünür. Kafasında yarattığı biricik aşkı Dulcinea'ya ve Tanrı'ya yalvararak yoluna devam eder. Pek çoğunda dayak yer ya da kaçar ama asla pes etmez. Don Kişot'un en sevdiğim yönü bu. İnançlı oluşu ve özgüveni de var tabi.  Seyisi Sancho bu olaylarda kurban rolünü oynar. Genelde zararlı çıktıkları olaylara karışırlar ya da bu olayları kendileri başlatırlar. Sancho saf mı salak mı derseniz salak derim. Para hırsı dışında aklı başında biri. Don Kişot'u nasıl kandıracağını kavramış ama yine de onun bir gün imparator olacağına ve kendisini vali yapacağına inanmış. 

Şövalyeleri anlatan başka kitaplar okusaydım Cervantes'in dalga geçtiği konuyu daha iyi anlardım diye düşünüyorum. Şövalye kitapları var ama genelde aşk üzerine. Tarihi aşk romanı henüz okumadım ama istiyorum. Şövalyeler, dükler, lordlar, kontlar ... çok havalı ya alkskvff

Kitapta her bölümde farklı bir macera var. Ne sırasını hatırlıyorum ne de nasıl bu işe karıştıklarını. Bazen kafa karıştırıcı bir kitap olduğunu düşünsem de sevdim. Keşke tam metin alsaydım. Kitapta yazar şunu yazmaya gerek görmedi, bunu daha sonra açıklayacak tarzı cümleler vardı. Sefiller'de de rastlamıştım böyle cümlelere. Neyse. Don Kişot'ta yazar olarak bahsedilen kişi Seyyid Hamit Bin Engeli. Bunun kitaptaki yeri ne hala anlamadım. Bazen boşu boşuna okumuş gibi hissediyorum.

"Kısacası bizim soylunun aklı bu işlerle öyle meşguldü ki geceleri uykusuz geçiriyor, kendini tümüyle okumaya veriyordu. Sürekli kitap okuduğu için uykusuzluk beynini sulandırdı ve doğru düşünme yeteneğini yitirdi."  
(Sayfa 14)

Bu paragrafta geleceğimi gördüm resmen. Sanırım bir gün asa ve baykuş alıp Hogwarts'a gitmeye çalışacağım.

"Sizi sevmek zorunda olduğumu ileri sürüyorsunuz; ama aşk isteğe bağlı değil midir? Siz beni seviyorsunuz diye ben de sizi sevmek zorunda mıyım?" 
(Sayfa 85)

Nazım Hikmet'in Tahir ile Zühre Meselesi adlı şiiri geldi aklıma. "Yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?"

"Eşek hoşaftan ne anlar?" 
(Sayfa 240)

Çevirmen abi n'aptın sen ya? Hoş laf olacaktı o -.-

Bir sonraki yayın muhtemelen Vampir Akademisi üzerine olacak. Bekleyin ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder