Big Red Mouse Pointer

29 Ağustos 2015 Cumartesi

Eşleşme Serisi - Ally Condie

 Ramazanda okudum seriyi. Haziranın sonlarına doğru bitti hepsi. Hatırladığım kadarıyla yazacağım. Bu kadar geç yazdığım için üzgünüm. Kitabı okuduktan sonra bir deftere yorum yazıp buraya da girebilirim ama sevmiyorum deftere yorum yazmayı.Temmuz ayında okuduklarımı da yakında yazıp yayınlarım. Biraz(!) geç olacak ama :/




  Yine tasarımdan bahsederek başlayayım. Kapaklar kitabın içeriği ile çok uyumlu. Kızın kıyafetleri falan tam hayalimdeki gibi. Son kitabın gri değil de kırmızı olmasını tercih ederdim. Bir de İsyan'ı okurken çok açmış olmalıyım, kitabın sırtı kırıştı :( İncecik, uzun bir çizgi var. Neyse ki kitaplıkta çok fark edilmiyor.


  Seri genel olarak 3 puanlıktı. Sıkıcı ve sakindi. Akıcı değildi. Alıştığım aksiyonu bol distopyalardan olmadığı içindir belki de. Ya da yazarın  aksiyon yerine duygulara ve kelimelerin gücüne daha fazla yer vermesinden dolayıdır. Distopya olarak geçtiği için beklentim daha fazlaydı. İstediğim harekete ve heyecana ulaşamadım. 

   Yazar o kadar monoton bir dünya yaratmış ki son kitaba kadar kurtulamadım etkisinden. Televizyon, cep telefonu, bilgisayar gibi hiçbir teknolojik alet yok, en azından evlerde. 100 şiir, 100 öykü,100 müzik var. Ömür boyunca hep aynı şeyler. Belirli ve aynı filmler tekrar tekrar vizyona giriyor ki onlar da Toplum'u anlatan filmler. Başkasının evine girmek yasak. Misafirlik ve komşuluk ölmüş resmen. Dışarıda koşmak yasak. Gün 24 saat yahu ne yapıyor bu insanlar? Toplum ölüm yaşını 80 olarak belirlemiş. Herkes o yaşta ölüyor. Evler de mutfak da yok. Çünkü kimse yemek yapmayı bilmiyor. Yemeklerini hep Toplum hazır olarak veriyor. Hep aynı saatte kişinin fiziğine, sağlığına, alması gereken kaloriye göre kişiye özel yemek dağıtımı yapılıyor. Yazı yazmayı, resim yapmayı, dans etmeyi, şarkı söylemeyi bilmiyorlar. Kalem üretilmiyor bile! Yaşanılır gibi değil. Okurken bile bunaldım.

  2. ve 3. kitap daha heyecanlıydı ama yeterli değildi bana göre. Savaş falan olmadı. Salgın için birlikte olup tedavi bulmaya çalıştılar. *blogger burada ipucu vermeden nasıl yazarım diye düşünüyor* İsyan'ın sonunda bir oylama yapıldı ve onun sonucunu yazmamış yazarcım. Bu yüzden sonunun belirsiz olduğunu düşünüyorum. 

  Unutmadan çeviriden de bahsedeyim. 2. kitabın çevirmeni aynı olduğu halde şiirlerde farklılık vardı. İsyan'da çevirmen değişmiş, "yemlikler"i   "tuzakçı" olarak çevirmiş. Sinir olduğumu söylememe gerek var mı? -.-



  
En sevdiğim alıntılar :

Ona her şeyi anlatmak istiyorum ama yapamam. Henüz vakti gelmedi. Şu an çok savunmasızım. Cam bir fanusa hapsolmuşum; onu kırmak ve dışarı çıkarak nefes almak istiyorum ama canım acır diye çok korkuyorum.
(Cassia, sayfa 284, Eşleşme)


Kayıp, öyle kolay kolay mücadele edip içinden çıkabileceğiniz bir his değil.
(Ky, sayfa 131, Yol)


Aşkın da farklı tonları oluyor: Cassia'nın beni asla sevmeyeceğini düşündüğüm zaman ona olan aşkım, tepedeyken duyduğum aşk ya da benim için kanyona geldiğinde hissettiklerim gibi. Bu sonuncusu daha farklı, daha derin bir aşk. Daha önce de onu düşünüp istediğimi zannediyordum ama kanyonda birlikte yürürken bunun aşkın yeni bir tonundan fazlası olması gerektiğini fark ettim. Bu tamamıyla yeni bir renk.
(Ky, sayfa 237, Yol)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder